Çocuklarda iştahsızlık probleminin çözülmesi için öncelikle durumun sebebi tespit edilmelidir. İştahsızlık hastalık dönemi sebepli veya herhangi bir çevresel etmen sebepli olabilir. Çevresel etmenler içerisinde çocuğun yiyeceğinden fazla porsiyon ölçüleri verilmesi, yemek yerken baskı yapılması, çocuğa besin seçme hakkı tanınmaması, yemeğin dış görünüşü gibi durumlar sayılabilir.
Çocuklar kolayca mikroorganizmalara maruz kalarak sıkça hastalıklarla karşılaşabilir. Bu süreçlerde iştahsız kaldıklarında tabak dolusu yemekler yemeye zorlamayın. Sadece bağışıklık sisteminin güçlenmesi için vitamin-mineral alımını artırmaya çalışın ve vücudunun kaybettiği sıvıyı sağlayın. Meyve ve taze sıkılmış meyve suları tercih edilebilir. Öğünleri besleyici bir çorba ve yoğurttan oluşan küçük menüler olabilir.
Ancak iştahsızlık çevresel etmenler sebebiyse buna neden olan bir sorun mutlaka mevcuttur. 6. Aydan sonra tamamlayıcı beslenmeye geçildiği andan itibaren çocuğunuz besinleri tanımaya başlar. Bu süreçte ebeveynlerin her davranışı besinlere karşı önyargı oluşturup iştahsız olmaması için çok önemlidir. Çocuğun her besini tanıması önemlidir ancak besinleri tek tek tanımalıdır. Bu dönemde yapılan karışımlarda tat uyumu yoksa çocuk besini reddeder. Hem alerjik besin tespit edilebilmesi hem de her tadı bilmesi için besinler tek tek denenmelidir. Porsiyonlar küçük seçilmelidir. Sıvı içerikler midesini çabuk doldurabilir biraz daha yoğun kıvamlar kullanılabilir. Meyve püresi, yoğurt, sebze püresi gibi. Zaman ilerledikçe yiyeceği miktar ve porsiyonları da artacaktır. Ebeveynlerde küçük porsiyon olursa çocuk doymaz korkusu olmamalıdır. Çocuk büyüdükçe kendi kendine yemeye çalışmasına izin verilmelidir. Beslenme en temel ihtiyaçtır ve bunu kendi kendine başardığını görmek çocuğun iştahını olumlu etkiler. Ancak beslenmesi sürekli ebeveynleri tarafından yapılan çocuklar sürekli baskı altında olmaktan yemeği reddedebilir. Yemek yerken televizyon, bilgisayar, tablet, telefon veya çocuğun ilgisini dağıtacak bir etken olmamalıdır. Yemek yendiği sırada sadece yemek yemekle ilgilenilmesi gerektiği ve sofra kültürüne alıştırılması çocuğun iştahını artırır.
Çocuklar sadece tatlı tadı sever diye bir şey yoktur. Annenin yedirdiği her şey çocuğun yemek zevkini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6-12 aydaki dönem önemlidir. Bu dönemlerden sonra iştahsızlık görülen çocuklar yemek konusunda serbest bırakılmalıdır. Yiyeceği yemeğe ve miktara çocuğun kendisi karar vermelidir. Bazen sadece karar verme isteği bile yemeği reddetmelerine sebep olabilir. Çocuğun yemek yeme saatleri aileyle aynı olmalıdır. Hep birlikte sofraya oturma alışkanlığı ile yemek yeme isteği oluşur. Sevmediği bir besin olduğunda yerine geçebilecek besinleri alternatif olarak sunabilirsiniz. Örneğin; süt sevmeyen bir çocuk her sabah süt içmek için zorlanmamalıdır. Yoğurt veya ayran tüketmeyi daha çok seviyor olabilir. Yumurta yemek istemeyen bir çocuk için peynir alternatif olabilir. Sevmediği sebzeler yerine sevdiği sebze çeşitleri pişirilebilir veya sebzeler köftenin içinde, çorba içinde tüketilebilir. Et sevmeyen bir çocuk köfte yemeyi tercih edebilir.
Çocuk beslenmesi büyüme ve gelişmesinin devam etmesi için önemlidir. Bazen anne babaya göre iştahsız veya zayıf gelen çocuk aslında normal bir büyüme-gelişme sürecindedir. Anne-babalar kendi yedikleri miktarlara göre çocuğun iştahını yorumlayabilirler. Ancak çocukların mide kapasitesi yetişkinlerden daha küçüktür. Çocuğun iştahsız ve zayıf olduğuna karar vermek için doktorunun değerlendirme yapmasını istemek doğrudur. Eğer büyümesini engelleyecek bir beslenme eksikliği söz konusuysa diyetisyen eşliğinde beslenme programı ve öneriler oluşturulur.